4 Kasım 2016 Cuma

Bir Ütopyayı Öldürmek

Bir ütopya, gözlerimin önünde 21 günde öldürüldü ve bir distopya kılındı.
Bunu yapamayacaklar vardı, yapabilecekken yapmayanlar vardı. Birinciler edebiyatta ve tarihte epeyi irdelendi. Benim işim ikincilerle.
Onları yargılıyorum ve bir ütopyayı öldürmekten idama mahkum ediyorum. Bir ütopyayı öldürmek, en az bin insanı öldürmektir, hem de vasıflı-ötesi bin insanı.
Bu, göze didaktik (tümdengelimsel ve ahlaki kıssadan hisseci) görünebilir ama aslında tümevarımsal (yaşamdan çıkarılmış). Çünkü bu, yanlış örnek olarak, astronot ve uzay istasyonu tarihinin ne ilki, ne de sonuncusu. Bütün astronotlar kafayı yemiş durumda, yani uzay şişede durduğu gibi durmuyor ve bunu Gagarin taa 1962’de yazdı. Bütün uzay istasyonu projeleri de, % 50 alabilip sınıfı geçebilmiş değil.
Berbat, berbat ki ne berbat. Yeni bir negasyonlama daha ekledik tarihe.
Gelelim tersine felaket analizine:
Bütün sorun, 1. Dünyalılar’ın zekaları ve bilgileri ile ilgili varsayımlarında. Uzay için gereken bilgi ve zekaya sahip değiller ve bunu tartmaya yanaşmıyorlar. Kendi yazdıklarını bile okumuyorlar. Metinleri gerçekten zeka ve bilgi eksikli. Wikipedia’yı bile okumuyorlar ve bir de ufo, parapsikoloji, veganlık, vd gibi bir sürü slaktivist takıntıları var.
Yani, gemi direği de uzaya gider gelir ama odun kalır, oldu. Ya da, tahsil cehalet alır, eşeklik / kütüklük baki kalır, oldu.
3. Dünyalılar ise, ülkelerinden kurtulmaktan başka hiçbirşey düşünmüyorlar ve İngilizce de bilmiyorlar.
500 bin kişide 5 ila 50 kişi kalacak geriye. 1’i de ben olacağım.
Gerisi istatistik, gömün hepsini Dünya’ya...

(3 Kasım 2016)

Asgardia’nın Neresindeyim?

21 günün ilk gününde tam gaz içine daldım, 21 günün sonunda tam gaz dışına yol alıyorum. Bu, marjda olduğum andır ve bunun kaydıdır.
Öznel neden şu:
Beni doyurmadı.
Nesnel neden şu:
Her zamanki gibi çok eksik zekalı ve çok eksik bilgililer. Bir de, daha önce dinler tarihinde olan Tanrı veya paygamber ible bu insanların rezilliğini bitiremez, Asgardia da bitiremedi, durumu.
Yaşadığım ikili şok şu oldu:
İmkansızın bir anda mümkün kılınsası ve yeni ve farklı bir mümkünün 20 günde yeni ve farksız bir imkansız kılınması. İnsanlar bir ütopyayı 20 günde yiyip tükettiler. ‘Ateş Peşinde’ filmindeki bir ağaca tünemiş ve onun yapraklarını 3 günde bitiren ilkel insanlar gibi bir öykü oldu bu.
Şaşırtıcı da değil, sorun da değil. Üzücü olan da bu ikisi ve buna alışmışlık.

(2 Kasım 2016)

Drake Denklemi Diyaloğu

Ekşi Sözlük: Dünya Dışı Yaşam Arayışları Konusunda Umutları Artıran Olay: Drake Denklemi.
Reha Ulku Başka bir denklem daha var: Evrim tarihinde 6 kez % 99'luk yok oluş yaşandı. % 1'lik sürme oranından devam edersek, 10 eksi 2 üzeri 6, eder 10 üzeri eksi 12, yani trilyonda bir. Buna, Dünya paleoklimatolojisindeki hidrojen / metan-amonyak / karbondioksit / oksjien atmosferi dönüşümünü eklerseniz, onlar belki milyonda bir olasılıktaki gerçekleşme şanslı süreçlerdi. O da 10 üzeri eksi 24 ediyor. Yani, en basit biçimiyle, Yeryüzü'ndeki yaşamın temel formu, 10 üzeri eksi 36 olasılıklı bir şey olarak gerçekleşti. Bunun 10 üzeri 11 galaksideki 10 üzeri 9 Dünya benzeri gezegen üzerinde aynen yaşanma olasılığı, olsa olsa 10 üzeri eksi 18 falan eder. Katrilyonda birin milyonda biri yani. Yeryüzü'nde yaşam tek bir noktada başladı ve tüm her yere dağıldı. Evren'de de öyle olmaması için bir neden yok. Samanyolu Gökadası'nın insan tarafından kolonileştirilmesinin 1 milyon yıl alacağı tahmin edildi. Her galaksi o kadardan, 10 üzeri 15 yıl eder. Bu da size Ülkü denklemi.

(30 Ekim 2016)

Asgardia Twitter Monoloğu

Önnot: Sıra tersinedir.
+
Sonrası, 'what is the next?'
+
Eksodusumun uzaya doğru olduğunu hep biliyordum ama bunu yaşayacağımı bilmiyordum. Asgardia başarısız olabilir ama yolu açtı bir kere.
+
10 civarında uzay istasyonu gelmiş geçmiş. Sonuncusu UİS. Sonraki Asgardia. Sınırlar belli. Milyon çok, 1 yüzyılda 200 kişi olur yerleşik.
+
Gemi direği okyanusu geçer döner ama değişmez, insan uzaya gider gelir ama değişmez. Kanıtlanmış olarak gördüm. Önyargı değil, deneyim.
+
Asgardia kitabı tamamlandı. Blogspot'a koyacağım. Önce İngilizce metinleri. Global bir durum bu. Konunun nereye varacağı da belli oldu.
+
Asgardia'ın ilk seçimi, bilim bakanı için Haziran 2017'de. Hiçbiri şıkkı olursa, oy veririm. Dünya yüzünde de, uzayda da partisiz ve bağsız.

(26 Ekim 2016)

Asgardia’ın Uzaycılık Öznel Ütopyama Etkisi

Kendimi bileli, yani 3 yaşımdan beridir, o zamanki yazlık sinemaların, ışık kirlenmesiz, tam karanlık gece gökyüzülerine bakardım, tabii ki yıldızlara...
Büyükayı’yı izlemek kolaydı. Onu cezveye benzetirdim. 2’şer saattan 2 film, eşittir 4 saat, gece 8’den 12’ye (o zamanlar hava yazın sekizde kararırdı, İstanbul / İzmir boylamında / enleminde) onu izlerdim. Kabaca 150 derecesi falan görülebilen gökyüzünde, demek ki ‘360 / 6 =’ 60 derecelik bir yay çizerdi o sürede. Bunların hiçbirini bilmezdim ama bakardım ve görürdüm çocuk çocuk.
Sonra 1974 Kıbrıs Savaşı’nda, yazın İzmir’deyken gece karartmalarında tam 1 ay (2 x 15 gün), meteor yağmurlarını izledim. Muhteşemdi. Onların sesi olduğunu duyardım ama bunu doğrulamam 25 yılımı aldı. Fen Lisesi’nden bunu bilen yoktu ve hemen o kış oraya gitmiştim.
Sonra 1989’da, bir uzaycının uzaya gidip dönüşünü anlatan, teoride asla ev-gezegenci olmamama karşın, Bir Yabancı Gibi’deki adamın var olan biricik insanlara geri dönmesi gibi içerikli olan bir metin yazdım, bir uzaycının monoloğu olarak, Metafizik Deyişler’de.
Sonra internet geldi, bütün uzaycılık tarihini öğrendim.
2 uzay mekiği kazası da beni dehşete düşürmüştü. ABD gibi bir ülkenin bunu 2 kere becerebilmesi, bugün bile bana hala acaip gelir.
Bu sırada, gövdemin uzaya gidemeyeceğini ama zihnimin 9 x ikinci sanayi altkültüründen en çok uzaycılığı seçtiğini de gördüm. Homo Posterus bu nedenle tasarlandı. Yazılım veya donanım ölümsüzlük, benim için ilk birkaç milenyumunda Homo Posterus değil çünkü.
Yaşam durmuyor. 2016’da Asgardia projesi geldi. 10 günde 80 sayfa yazdım ayrı olarak ve o konuda. Bu metinde onlara dahil ama aynı zamanda günce (YY) de sayılacak.
Asgardia ile uzaycılık somut oldu, daha önce soyut idi (kuramsal demiyorum).
Aynı zamanda, insanların onu da piç edeceklerini gördüm.
Ancak duygusal olarak vardığım nokta şu:
İnsan kendi türünü yok ettikten sonra, çıkış olanağını da yok eder haydi haydi. Ama kendisi için, insan-değil’ler için değil. 53 küsur yıllık ‘kendi-değil / erkek / insan-değil’ gibi olan zihinsel yapımın, ilk kez kültürel bir yapı içinde bana eksodus sağladığını gördüm.
İroni bu:
Eksodus olması gereken Asgardia, başlamadan epistemik bir duvar kılındı. Eksodusu olmamaya ve ölüme kezlerce mahkum ben ise, onu negasyonlayarak zihinsel bir eksodus yakaladım ve yarattım.
Kesinlikle işleyen işlevsel bir öznel-nesnel praksisi oldu bu.
Bunu kaydetmek istedim.

(23 Ekim 2016) 

Asgardia Viralliği 2

Çabuk geçen bir moda oldu. 23 Ekim 2016 20:52 civarındaki vatandaş sayısı, 481.185 idi. Bir gün önce ise, 475 bin civarındaydı. Toplam süre 10-11 gün oldu. Günde 70 in kişi de geldi, 7 bin kişi de. Yani, 1 milyon olamayacak toplam. Grafik, kök x’inki gibi oldu: x = 13, y = 500.000. En ivmeli günde, günlük 70-75 bin artış.
Optimist bakılırsa, bu bile beklenmiyordu. Pessimist bakılırsa, ilk çıkışla 3 milyon olur gibi göründü.
Sorun, bu pili çabuk biten viralliğin, uzun vadede iyice verimsiz olmasında. 1 yıl sonra belki 50 sağlam kişi kalır geride.
İnsanların en büyük hayali bile, eksodus, peygamber, devrim örnekleri gibi, nasıl rahatça 3-5 güned gömebildiklerini yeniden gördük. Ama bu bence bir distopya değil, ütopya reformasyonu, çünkü baştan öyle olacağı biliniyordu.
Burada ortaya çıkan ve geçerliliği kanıtlanan olgu şu: Tam tersi olması gerekirken ve beklenirken, sosyal medyanın en devrimci olaylarda artık epeyi tutucu tepkilere ulaşması ve bunu bir de global ve özellikle de G-7 ölçütünde olması.
İşte o nedenle bir kez daha klasik epistemik silahları, ansiklopediyi ve kütüphaneyi savunuyoruz burada. Eğer arşivler öyşle yapılacak, Asgardia cilt 1 gibi, bu örnek yeterince doyurucu. Silinip gidecekse, epsilon artı-değer bile olmaz.
Sonuçta, 1 ciltlik 1 kitap yazdım. Bana yeter de artar.
Artı, İngilizce yazabildiğim gördüm, yazabileceğim değil.
Sonrası, ‘what is next?’.

(23 Ekim 2016)

Twitter’da Asgardia Monoloğu

Önnot: Sıralama tersinedir.
+
Son 8 Tweet'im bir Homo Posterus ağıdıdır, insan sonrası için, prototip HP benden bir requiem, ölmesinden sonra değil, doğmasından önce.
+
Oysa, Uİİ'nin 5 modülünde komünel-federe yaşam sürüp gidiyor. Astronotlar kalifiye-üstü çünkü. Gerilla gibi bağımsız karar alıyor.
+
Anarşistim. Devlete karşıyım. Devletsizliği gözlüyorum sokakta, halk rezalet. Uzay devleti taraftarı, 200 kişiyle devletsizliği anlamıyor.
+
Türkler'in kayıtlı ilk iç savaşı, devlet kurmak ve kurmamak arzusu nedeniyleydi. Kurmak istemeyenler, isteyenleri Çinli'leşmek'le suçladı.
+
Bir de, mikro-ulus denilen devletsizler var: Gümülcine, Nahcıvan, Üsküp, Adakale, Ahıska. 5 bin küsur halk, 200 küsur devlet, 4.800 fire.
+
Türkler, resmen kabul ettikleri 16, global konsensusta rahat 100 devlet batırdılar. Resmi padişah sayımız 36, gayrıresmi 40'ın üzerinde.
+
Türkiye 2. Cumhuriyet'i kuramıyor, Fransa 5.'yi tasfiye için uğraşıyor, Kürtler 1.'yi 3 bin yıldır kuramadılar: Emperyalizmin elinde 4 grup.
+
Kızdığım yok, üzüldüğüm var. Sonuçta, 5 bin yıllık Dünya Sistemi tarihte her ne olacaksa oldu. Onuncu tura girildi. Trajik, melokomedi oldu.
+
2-3 gündür yoğun bir Asgardia, Dünya'nın ilk uzay devleti metinleri yazımındayım. Türkiye'lilerin uğraştıklarına bakın bir de. Yazık.

(20 Ekim 2016)