4 Kasım 2016 Cuma

Bir Ütopyayı Öldürmek

Bir ütopya, gözlerimin önünde 21 günde öldürüldü ve bir distopya kılındı.
Bunu yapamayacaklar vardı, yapabilecekken yapmayanlar vardı. Birinciler edebiyatta ve tarihte epeyi irdelendi. Benim işim ikincilerle.
Onları yargılıyorum ve bir ütopyayı öldürmekten idama mahkum ediyorum. Bir ütopyayı öldürmek, en az bin insanı öldürmektir, hem de vasıflı-ötesi bin insanı.
Bu, göze didaktik (tümdengelimsel ve ahlaki kıssadan hisseci) görünebilir ama aslında tümevarımsal (yaşamdan çıkarılmış). Çünkü bu, yanlış örnek olarak, astronot ve uzay istasyonu tarihinin ne ilki, ne de sonuncusu. Bütün astronotlar kafayı yemiş durumda, yani uzay şişede durduğu gibi durmuyor ve bunu Gagarin taa 1962’de yazdı. Bütün uzay istasyonu projeleri de, % 50 alabilip sınıfı geçebilmiş değil.
Berbat, berbat ki ne berbat. Yeni bir negasyonlama daha ekledik tarihe.
Gelelim tersine felaket analizine:
Bütün sorun, 1. Dünyalılar’ın zekaları ve bilgileri ile ilgili varsayımlarında. Uzay için gereken bilgi ve zekaya sahip değiller ve bunu tartmaya yanaşmıyorlar. Kendi yazdıklarını bile okumuyorlar. Metinleri gerçekten zeka ve bilgi eksikli. Wikipedia’yı bile okumuyorlar ve bir de ufo, parapsikoloji, veganlık, vd gibi bir sürü slaktivist takıntıları var.
Yani, gemi direği de uzaya gider gelir ama odun kalır, oldu. Ya da, tahsil cehalet alır, eşeklik / kütüklük baki kalır, oldu.
3. Dünyalılar ise, ülkelerinden kurtulmaktan başka hiçbirşey düşünmüyorlar ve İngilizce de bilmiyorlar.
500 bin kişide 5 ila 50 kişi kalacak geriye. 1’i de ben olacağım.
Gerisi istatistik, gömün hepsini Dünya’ya...

(3 Kasım 2016)

Asgardia’nın Neresindeyim?

21 günün ilk gününde tam gaz içine daldım, 21 günün sonunda tam gaz dışına yol alıyorum. Bu, marjda olduğum andır ve bunun kaydıdır.
Öznel neden şu:
Beni doyurmadı.
Nesnel neden şu:
Her zamanki gibi çok eksik zekalı ve çok eksik bilgililer. Bir de, daha önce dinler tarihinde olan Tanrı veya paygamber ible bu insanların rezilliğini bitiremez, Asgardia da bitiremedi, durumu.
Yaşadığım ikili şok şu oldu:
İmkansızın bir anda mümkün kılınsası ve yeni ve farklı bir mümkünün 20 günde yeni ve farksız bir imkansız kılınması. İnsanlar bir ütopyayı 20 günde yiyip tükettiler. ‘Ateş Peşinde’ filmindeki bir ağaca tünemiş ve onun yapraklarını 3 günde bitiren ilkel insanlar gibi bir öykü oldu bu.
Şaşırtıcı da değil, sorun da değil. Üzücü olan da bu ikisi ve buna alışmışlık.

(2 Kasım 2016)

Drake Denklemi Diyaloğu

Ekşi Sözlük: Dünya Dışı Yaşam Arayışları Konusunda Umutları Artıran Olay: Drake Denklemi.
Reha Ulku Başka bir denklem daha var: Evrim tarihinde 6 kez % 99'luk yok oluş yaşandı. % 1'lik sürme oranından devam edersek, 10 eksi 2 üzeri 6, eder 10 üzeri eksi 12, yani trilyonda bir. Buna, Dünya paleoklimatolojisindeki hidrojen / metan-amonyak / karbondioksit / oksjien atmosferi dönüşümünü eklerseniz, onlar belki milyonda bir olasılıktaki gerçekleşme şanslı süreçlerdi. O da 10 üzeri eksi 24 ediyor. Yani, en basit biçimiyle, Yeryüzü'ndeki yaşamın temel formu, 10 üzeri eksi 36 olasılıklı bir şey olarak gerçekleşti. Bunun 10 üzeri 11 galaksideki 10 üzeri 9 Dünya benzeri gezegen üzerinde aynen yaşanma olasılığı, olsa olsa 10 üzeri eksi 18 falan eder. Katrilyonda birin milyonda biri yani. Yeryüzü'nde yaşam tek bir noktada başladı ve tüm her yere dağıldı. Evren'de de öyle olmaması için bir neden yok. Samanyolu Gökadası'nın insan tarafından kolonileştirilmesinin 1 milyon yıl alacağı tahmin edildi. Her galaksi o kadardan, 10 üzeri 15 yıl eder. Bu da size Ülkü denklemi.

(30 Ekim 2016)

Asgardia Twitter Monoloğu

Önnot: Sıra tersinedir.
+
Sonrası, 'what is the next?'
+
Eksodusumun uzaya doğru olduğunu hep biliyordum ama bunu yaşayacağımı bilmiyordum. Asgardia başarısız olabilir ama yolu açtı bir kere.
+
10 civarında uzay istasyonu gelmiş geçmiş. Sonuncusu UİS. Sonraki Asgardia. Sınırlar belli. Milyon çok, 1 yüzyılda 200 kişi olur yerleşik.
+
Gemi direği okyanusu geçer döner ama değişmez, insan uzaya gider gelir ama değişmez. Kanıtlanmış olarak gördüm. Önyargı değil, deneyim.
+
Asgardia kitabı tamamlandı. Blogspot'a koyacağım. Önce İngilizce metinleri. Global bir durum bu. Konunun nereye varacağı da belli oldu.
+
Asgardia'ın ilk seçimi, bilim bakanı için Haziran 2017'de. Hiçbiri şıkkı olursa, oy veririm. Dünya yüzünde de, uzayda da partisiz ve bağsız.

(26 Ekim 2016)

Asgardia’ın Uzaycılık Öznel Ütopyama Etkisi

Kendimi bileli, yani 3 yaşımdan beridir, o zamanki yazlık sinemaların, ışık kirlenmesiz, tam karanlık gece gökyüzülerine bakardım, tabii ki yıldızlara...
Büyükayı’yı izlemek kolaydı. Onu cezveye benzetirdim. 2’şer saattan 2 film, eşittir 4 saat, gece 8’den 12’ye (o zamanlar hava yazın sekizde kararırdı, İstanbul / İzmir boylamında / enleminde) onu izlerdim. Kabaca 150 derecesi falan görülebilen gökyüzünde, demek ki ‘360 / 6 =’ 60 derecelik bir yay çizerdi o sürede. Bunların hiçbirini bilmezdim ama bakardım ve görürdüm çocuk çocuk.
Sonra 1974 Kıbrıs Savaşı’nda, yazın İzmir’deyken gece karartmalarında tam 1 ay (2 x 15 gün), meteor yağmurlarını izledim. Muhteşemdi. Onların sesi olduğunu duyardım ama bunu doğrulamam 25 yılımı aldı. Fen Lisesi’nden bunu bilen yoktu ve hemen o kış oraya gitmiştim.
Sonra 1989’da, bir uzaycının uzaya gidip dönüşünü anlatan, teoride asla ev-gezegenci olmamama karşın, Bir Yabancı Gibi’deki adamın var olan biricik insanlara geri dönmesi gibi içerikli olan bir metin yazdım, bir uzaycının monoloğu olarak, Metafizik Deyişler’de.
Sonra internet geldi, bütün uzaycılık tarihini öğrendim.
2 uzay mekiği kazası da beni dehşete düşürmüştü. ABD gibi bir ülkenin bunu 2 kere becerebilmesi, bugün bile bana hala acaip gelir.
Bu sırada, gövdemin uzaya gidemeyeceğini ama zihnimin 9 x ikinci sanayi altkültüründen en çok uzaycılığı seçtiğini de gördüm. Homo Posterus bu nedenle tasarlandı. Yazılım veya donanım ölümsüzlük, benim için ilk birkaç milenyumunda Homo Posterus değil çünkü.
Yaşam durmuyor. 2016’da Asgardia projesi geldi. 10 günde 80 sayfa yazdım ayrı olarak ve o konuda. Bu metinde onlara dahil ama aynı zamanda günce (YY) de sayılacak.
Asgardia ile uzaycılık somut oldu, daha önce soyut idi (kuramsal demiyorum).
Aynı zamanda, insanların onu da piç edeceklerini gördüm.
Ancak duygusal olarak vardığım nokta şu:
İnsan kendi türünü yok ettikten sonra, çıkış olanağını da yok eder haydi haydi. Ama kendisi için, insan-değil’ler için değil. 53 küsur yıllık ‘kendi-değil / erkek / insan-değil’ gibi olan zihinsel yapımın, ilk kez kültürel bir yapı içinde bana eksodus sağladığını gördüm.
İroni bu:
Eksodus olması gereken Asgardia, başlamadan epistemik bir duvar kılındı. Eksodusu olmamaya ve ölüme kezlerce mahkum ben ise, onu negasyonlayarak zihinsel bir eksodus yakaladım ve yarattım.
Kesinlikle işleyen işlevsel bir öznel-nesnel praksisi oldu bu.
Bunu kaydetmek istedim.

(23 Ekim 2016) 

Asgardia Viralliği 2

Çabuk geçen bir moda oldu. 23 Ekim 2016 20:52 civarındaki vatandaş sayısı, 481.185 idi. Bir gün önce ise, 475 bin civarındaydı. Toplam süre 10-11 gün oldu. Günde 70 in kişi de geldi, 7 bin kişi de. Yani, 1 milyon olamayacak toplam. Grafik, kök x’inki gibi oldu: x = 13, y = 500.000. En ivmeli günde, günlük 70-75 bin artış.
Optimist bakılırsa, bu bile beklenmiyordu. Pessimist bakılırsa, ilk çıkışla 3 milyon olur gibi göründü.
Sorun, bu pili çabuk biten viralliğin, uzun vadede iyice verimsiz olmasında. 1 yıl sonra belki 50 sağlam kişi kalır geride.
İnsanların en büyük hayali bile, eksodus, peygamber, devrim örnekleri gibi, nasıl rahatça 3-5 güned gömebildiklerini yeniden gördük. Ama bu bence bir distopya değil, ütopya reformasyonu, çünkü baştan öyle olacağı biliniyordu.
Burada ortaya çıkan ve geçerliliği kanıtlanan olgu şu: Tam tersi olması gerekirken ve beklenirken, sosyal medyanın en devrimci olaylarda artık epeyi tutucu tepkilere ulaşması ve bunu bir de global ve özellikle de G-7 ölçütünde olması.
İşte o nedenle bir kez daha klasik epistemik silahları, ansiklopediyi ve kütüphaneyi savunuyoruz burada. Eğer arşivler öyşle yapılacak, Asgardia cilt 1 gibi, bu örnek yeterince doyurucu. Silinip gidecekse, epsilon artı-değer bile olmaz.
Sonuçta, 1 ciltlik 1 kitap yazdım. Bana yeter de artar.
Artı, İngilizce yazabildiğim gördüm, yazabileceğim değil.
Sonrası, ‘what is next?’.

(23 Ekim 2016)

Twitter’da Asgardia Monoloğu

Önnot: Sıralama tersinedir.
+
Son 8 Tweet'im bir Homo Posterus ağıdıdır, insan sonrası için, prototip HP benden bir requiem, ölmesinden sonra değil, doğmasından önce.
+
Oysa, Uİİ'nin 5 modülünde komünel-federe yaşam sürüp gidiyor. Astronotlar kalifiye-üstü çünkü. Gerilla gibi bağımsız karar alıyor.
+
Anarşistim. Devlete karşıyım. Devletsizliği gözlüyorum sokakta, halk rezalet. Uzay devleti taraftarı, 200 kişiyle devletsizliği anlamıyor.
+
Türkler'in kayıtlı ilk iç savaşı, devlet kurmak ve kurmamak arzusu nedeniyleydi. Kurmak istemeyenler, isteyenleri Çinli'leşmek'le suçladı.
+
Bir de, mikro-ulus denilen devletsizler var: Gümülcine, Nahcıvan, Üsküp, Adakale, Ahıska. 5 bin küsur halk, 200 küsur devlet, 4.800 fire.
+
Türkler, resmen kabul ettikleri 16, global konsensusta rahat 100 devlet batırdılar. Resmi padişah sayımız 36, gayrıresmi 40'ın üzerinde.
+
Türkiye 2. Cumhuriyet'i kuramıyor, Fransa 5.'yi tasfiye için uğraşıyor, Kürtler 1.'yi 3 bin yıldır kuramadılar: Emperyalizmin elinde 4 grup.
+
Kızdığım yok, üzüldüğüm var. Sonuçta, 5 bin yıllık Dünya Sistemi tarihte her ne olacaksa oldu. Onuncu tura girildi. Trajik, melokomedi oldu.
+
2-3 gündür yoğun bir Asgardia, Dünya'nın ilk uzay devleti metinleri yazımındayım. Türkiye'lilerin uğraştıklarına bakın bir de. Yazık.

(20 Ekim 2016)

Türkiye’liler Uzaya Kaçıyorlar

Madem AB bizi almıyor, biz de uzaya gideriz.
Asgardia tarihteki ilk uzay devleti olma savında bir site kurdu.
18.10.16 22:25 itibarıyla başvurular şöyleydi.
Asgardians
COUNTRY RATING APPLICATIONS
1.China                       122.348
2.USA             48.952
3.Turkey         34.245
4.Brazil                       20.670
5.United Kingdom      18.461
6.Italy              18.316
7.India 10.001
8.Russian Federation   9.404
9.Iran   8.684
10.Australia     8.585
https://asgardia.space/
Asgardia, 443.982 vatandaşıyla, Dünya’nın 167. büyüklükteki ülkesi olmuş.
Projenin önümüzdeki aylarda nereye gittiğini hep birlikte izleyeceğiz.

(18 Ekim 2016) 

Asgardia’nın Teknolojik ve Kültürel Sorunları

60 yıllık yapay uydu teknolojisi tarihiyle Asgardia, epeyi uzun yapılmalı ve yapılmamalı listesine sahip.
Uzay istasyonları tarihinden gelirsek, Asgardia’nın en azından başlangıçta modüler yapıyı sürdürüceğini görürüz.
Dünya’da yetişmiş astronot da çok, yetişmekte olan da. Nitelikli astronot sorunu yok.
Sorun para. 1 milyon kilometre öteye 1 kilogramlık yük taşıma maliyeti belli. Öncelikle bunun düşürülmesine çabalanacak.
Planlar 1, 5, 10 yıllık olabilir. 25 yıllık planlar, önümüzdeki makro krizler nedeniyle, baştan geçersiz olacaktır.
Asıl sorun, Asgardia’ya para bulundu, insan bulundu ve diyelim 10-100 kişilik koloni kuruldu. Ne olacak?
Koloni boş bırakılırsa, kendi kendine orada sürer. Dünya’da nükleer savaş olursa kaçacak zaman olur.
Dolayısıyla oradaki astronotlar ne iş yapacaklar?
Tek görünür şık, ticaret. Yani, Asgardia’yı kiralamak.
Maksimum uzayda kalma süresi 2 yıl diyelim. Turnover sağlamak göreli kolay. Demek ki bir Yeryüzü-Asgardia üssü de gerekli.
Dünya üzerindeki insanlardan milyarlarca dolar bağış toplamak öyel ha deyince, 1 yılda olacak iş değil. Oysa proje, en az 100 milyar dolarlık gibi görünüyor.
Dolayısıyla ek olarak, Asgardia’nın Yeryüzü’nde de para kazanması gerekli.
Yineliyoruz:
Bir uzaycının bunu belirtmesi ironik ama şu an uzayda kalıcı yaşam mümkün olsa da, bunun Asgardia’lılara ekstradan getireceği hiçbirşey yok. Yani, Yeryüzü’nde yapılandan farklı bir şey olmayacak orada da.
Asıl sorun, 10-100 (on-yüz) kişilik grupların ve demografilerin, Dünya’adkinden farklı fiziksel koşullarda göstereceği kültürel ve zihinsel farklı davranışlar.
Yani Asgardia ilk 10 yılında, başarısız Sphere-2 projesinin uzay versiyonu olacak.
Bunda da teknolojik hiçbir sıkıntı yok. Ancak kaza olabilir, çünkü uzaycılık devletlerden şirketlere geçerken disiplin gevşemesi oldu. Özel şirketler de roket düşürmeye başladı. Bu türden gidişat kamuoyunu asgardia aleyhine etkiler. Sempatizanları projeden uzaklaştırır.
İlk Asgardia ekibinin, vatandaş olma eğiliminde ve zorunluluğunda olmayan profesyonellerden seçileceği kesin.
Asıl gereken şey, oradaki ekibe bir toplumsal ve kültürolojik proje deneyimi ve deneyi olarak, tümüyle boş zaman vermek ve düzenlemeyi kendilerine ve aralarına bırakmak. Sonuçta ilk güç işler bitince, uzaydaki yaşam günde 1-4 saat işle sürebilecek, Dünya üzerinden de öyle zaten.
Ekibi de belli sürelerle örneklemesel olarak yenileyerek, 10/50 yıllık sürede belli kayıtlar elde edilebilir.
Tersi durumda Asgardia, farklı ve yeni hiçbirşey yapamaz.
(19 Ekim 2016)

Asgardia’lar ve Tarihsel Eksoduslar

Asgardia, Homo Sapiens’ten Homo Posterus’a, Dünya gezegeninden uzay kolonisine bir eksodus anlamını taşıyor.
Bu bir gereklilikti, çünkü 1945’teki 2 atom bombası ve 1957’deki Sputnik yapay uydusu, bunu mümkün kılmıştı. Aradan 70 yıl geçti. Tıpkı, çok çoğalınca Türkler’in içinde kaldıkları vadiden çıkabilmek için, demir dağ geçidini eritmesi (akıl etmesi ve becerebilmesi) durumu bu yani.
Türkler, var olduğu artık kesinleşen İç Deniz son büyük buz çağı bitince kuruduğu için, gerçekten Dünya’ya ve her yöne yayıldılar. Himalayalar’ı geçtiler (Babür), Kuzey Kutbu’na doğru gttiler (Yakutlar ve Sahalar).
Biz, onların 1.500 yıllık batı çabasının sonucuyuz. Viyana atılımlarımız, neredeyse Anadolu’nun kaybı ile bitiyordu. İstanbul işgal edildi ama gitmedi.
Bu türden mehter adımları Asgardia’nın da başına gelecek. Bu bir.
Vikingler, sırtları dağa, yüzleri denize dönük iken, deniz cıvıtınca, tek yön olarak güneye indiler. İşte eksodusun asıl anlamı bu: Zorunlu huruç çıkışı.
Benzeri bir eksodusu İbraniler yaptı: 1 milenyumda hep karadan gitmeli, Basra Körfezi, Akdeniz, Kızıldeniz, yine Akdeniz kıyıları gibi bir döngü oldu. Sonraki 2 milenyumda tüm Dünya’ya dağılıp geri döndüler. Bu da bir tarz ve bu iki.
2100-2200 arasında Asgardia türü uzay yapılarından en az 5 tane olacaktır: Çin, ABD, AB, Rusya, ortak x 2-3, şirket 2x3. 10 bile edebiliyor liste.
Eksodus yönünden bu Asgardia 1-10’ların başlangıçta Brown hareketi yapacağı, yani aşağı yukarı tüm eksodus seçeneklerini kullanacağı kanısındayız. Bu üç.
Ay, Mars, Venüs atmosferi projeleri de mümkün ve Asgardia’lardan bağımsız, çünkü onlar nicelik ve nitelik olarak epeyi farklı. İşte Asgardia’lardan bir bölümünün ardılları, o projelere de angaje olacaktır. Bu dört.
Sonuçta, Güneş Sistemi içinde 100 Asgardia olması 2300’ü geçer ve hala yerleşilmemiş yer kalır. Bu da beş ve son.
Asgardia 1-100’ün 2016 gelecekbilimi budur.

(19 Ekim 2016)

Asgardia ve Anarşizm

Önbilgi:
Yarım günde onlarca, belki yüzlerce İngilizce mesaj okudum ve yazıştım. Konu tabii ki yeni ülkenin politikasına geldi. Bir de kafama dank etti ki Asgardia, ancak anarşist düzende olursa yürür. Tamam, Mülksüzler ve Triton zaten bu konuyu yazdı ama bu reel bir anarşizm olacak ki bu da ana ilkelerden sapması demek ki benim meclislere giren anarşist parti tartışmam da bu demek olmuştu. Ancak, bu reel anarşizmin Asgardia mekanında ve zamanında özel olarak tartışılması gerekli.
O nedenle İngilizce bir alıntımla başlıyorum:
“Colton Brockbrader: An idea, fairness to all, or equality for all?
Reha Ulku: Cell / commune type, voluntarily auto-organization / autonomy in total scructure.
Reha Ulku: Autonomic structures will bring a different kind of temporary / not permanent equality. It brought on Earth. Autonomic structures will change in every project. It may sound a little bit anarchist. I accept.”
Soru: Türkçe meali: Eşitlik mi, adalet mi?
Yanıtım 1: Hücre / komün tipi, gönüllü oto-organizasyon / toplam yapıda özerklik.
Yanıtım 2: Otonom yapılar, geçici / kalıcı olmayan türden farklı bir eşitlik getirecektir. Dünya üzerinde getirdi. Otonom yapılar her projede değişecek.
Kulağa bir parça anarşistçe gelebilir. Kabul ederim.
+
Türkçe okuyunca da gördüm: Açımlamışım.
Açılımlar:
Neo-kültür gerillalık veya eski Mossad türü otonom kararlı hücre yapısı, Dünya üzerinde hep işledi. Çünkü bu yapıların elemanları,  profesör-üstü donanımlı insanlardı. Astronotlar da başta öylelerdi zaten.
Projeler geçici, dolayısıyla insancıl yapılar da geçici olursa, Dünya üzerindeki hümanist hantal statiklik ortadan kalkabilir, yerçekimi gibi.
Bunun için 40 yaş üstü insanlar gerekir ve astronotlar da öyleydi zaten.
Bu öneri-yapı geçicidir.

(18 Ekim 2016)

Asgardia ve Demografik İstatistik

Duyurunun 5. günü sürerken, 350 bin kişi (< 300.000) geçilmişti. Politik tartışma grubuna 300 küsur kişi üyeydi (günün sonunda 417) ve yalnızca 30 küsur kişi ülkesini bildirmişti.
Oranlar ortada. Geçmişteki istatistikler de ortada. Benzerler yani.
10 bin, 10 ve 1.
3 saat boyunca bir şeyler yazanlar da, 30 kişi civarındaydı.
Sonucun başlangıç toplamının 3-30 milyon kişi arasında olacağı ama oranların aynı kalacağı kanısındayım.
3 milyonun 10 binde biri 300 kişi eder. Çoğu 1. Dünyalı olacak. Tartışma dili İngilizce kalacak.
300 kişinin bölünüp, Asgardia 1, Asgardia 2 diye gitmesi de mümkün. Forumda dalaşma başladı bile: Konu takma ad.
Ancak, bu 300 kişinin belki 3’ü ila 30’uyla ölene dek iletişimde kalma arzusundayım. Kuadralektikçi Kuilman’ı ıskaladım, hala içim yanar.
Not: Tarihi yaşarken yapıp, üzerine bir de yazmak gibi, çok-çok ilginç bir deneyimdeyim.
Ek not: Türkiye’den ben hariç 4 kişi varmış. Hepsi genç. 5/417 oran olağan, Türkiye çoğu konuda global % 1 olur. İletişim kurma arzusunu karşı tarafa bıraktım.

(18 Ekim 2016)

Asgardia ve Eksodus

Asgardia, bir eksodus ve bir toplu göç olgusu olacak.
Dünya’yı ve insan türünü terketmeye hazır yüz binlerce insan olduğu ortaya çıktı.
Ancak, projenin kurucusu Azerbaycan doğumlu ve 3. Dünyalı sayılabilir. İlk 100 üyenin neredeyse tamamı, ben dahil, 3. Dünya’dan seçilmişti.
Şerh 1: Olay, 77’ler ve UNESCO isyanı biçimine dönüşebilir. Çünkü BM ve 5 büyük ülke onayı istenmiyor.
Eksodusların, peygamberinden habire yeni ve farklı yemek isteyen cemaat gibi, yan etkileri var. Astronotları kafayı yediği kesin, çünkü sürekli maruz kaldıklaır koşullar insanlara tümüyle aykırı.
Şerh 2: Hesapça resmi söylem ,sıfır sorun yönünde ama ikna edici değil. Nuhuun gemisi, ezan sesi geyikleri astronotların zihin sağlığından kuşkulanmamızı sağlıyor.
Nasıl ki Asgardia ilk uzay istasyonu değilse ve Musa eksodusu da ilk eksodus değilse, Asgardia eksodusu da kalıcı ve tek uzaycı eksodus olmayacak demektir. Başarısızlık ve rekabet sözkonusu yani.
Bir de şu var:
Dünya’dan 1 milyon kilometre ötedeki L1 noktasının bir önemi yok. Bir asteroidde maden aramak olayı olmayacak yani. Misyon yok yani. Sonuçta, Asgardia eksodusçuları, Asgardia’da Dünya7da yapamadıkları hiçbir yeni şey yapabiliyor olmayacaklar ve bu da projenin önünü keser.
Bunu imlemek istedik.

(18 Ekim 2016)

Asgardia Viralliği 1

Asgardia global bir internet fenomeni oldu. 4 gün dolmadan 180 bin başvuru geçildi. Bildiğimiz viral grafiklerle bu gidiş, 6 ayda 10 milyonu bulabilir.
Da bu 10 veya 1 milyonun kaçı, bundan 1,5, 10 yıl sonra hala Asgardia ile ilgileniyor olacak acaba?
Virallik kültürolojisine göre hiçbiri.
Transhümanist sitelerin son 10-15 yıllık çizgisine göre, % 10’u hep kalacak. Ancak onlar, böyle anı anına viral takılmadı ama 10 yıl öncesinin gündeminde yarı-viral sayılabilirlerdi, göreli ilgi çoktu yani.
Dolayısıyla % 1 veya %o 1 oranda kalıcılık umuyorum. 5 milyonda 5 ila 50 binlik bir kitle demek bu da. (Ek bilgi: Bu, sonradan 500 bin kişi için, 5 binlik bir kitle demek oldu.)
Kamuoyunun global karamsarlığı, önümüzdeki 20-40 yılda hep artacak, kimi aritmetikçe, kimi geometrikçe; çünkü savaşlar, göçmenler, kıtlıklar, krizler yolda sıra sıra.
Bu da, Mars ve Asgardia türü projelere, geçici de olsa, yoğun ilgi yaratacak.
Para vermeye gelince:
Wikipedia zorlayınca 10-100 milyon dolar arası para toplayabiliyor ama bir uzaya gidiş milyar dolarlık proje.
Dolayısıyla, işin içine şirketler, teknoloji, ticaret ve para hırsı girecek. Bir de; Çin, Rusya ve ABD’nin birleşik devletsel gıcıklığı. Sonuçta bu proje, onların üçüne de, artı onların BM’sine de karşı(t) bir proje.
Çatışma başlayınca, işte o zaman Asgardia reel bir proje olacak, 2040 gibi. (O zaman boyunun ölçüsünü göreceğiz. Şu an cicim yıllarındayız henüz.)
Eğer hala dayanabilmişse. Dayananamışsa, ki bu yüksek olasılık, o zaman da 2. veya n. projeler devreye girecek.
Dolayısıyla, Asgardia’nın adı, 60 yıl sonra Sputnik’in yanına yazıldı.
+
Facebook’ta 2 saatlık bir sürede, 300 binden 350 bine çıkan üye sayısını gördüm. Olay viralliği aştı.

(17 Ekim 2016)

Cehalet İnsanı Söyletir: Neva Çiftçioğlu Banes ve Asgardia

Asgardia için bir alıntı:
“Sonuçta teknolojinin en mükemmeli de kullanılsa, 100 bin kişi yerçekimsiz ortamda havada kelebekler gibi uçuşmasın diye NASA’nın beceremediği becerilip yapay yerçekimi de oluşturulsa ve Asgardia yörüngede öylesine dolaşan koca bir uydu olmaktan çıkarılıp, galaksilerarası ışık hızıyla vızır vızır gezen uzay gemisine de dönüştürülse, inanın insan olarak o bir türlü bulamadığımız şeyin eksikliğiyle, Asgardia’da da çok kutuplaşmalar, savaşlar olur.”
Bir sürü cehalet:
İnsanda savaş için eksiklik değil, fazlalık var, şiddet fazlalığı. Ancak, o fazlalığı alınca, Rollo May’in ‘Yaratma Cesareti’nde kendi üzerinde saptadığı üzere, insan türü hiçbirşey yapmıyor. Yani insan türünde, şiddet, libido, oryentasyon ve kognisyon eşlenik. Evrim boyunca öyle oluşmuş, nasıl ki idrar yoluyla meni yolu eşlenikse ve bunda sakınca yoksa.
Ayrıca, tarihte ve tarih-öncesinde tümden barışçı toplumlar da var. % 1 veya %o 1 oranda ama var ve kayıtlı. Yalnız, bu barışçı toplumları torunları sonradan gelip yamyam hesabı yemiş. Gerçekten böyle, Polinezya’da öyle olmuş.
Ayrıca, tarihte savaş yoluyla insan ölümü oranı tüm ölümlerin pek pek % 1’i olabilmiş ancak 5 milenyumda. O da, uzun süren savaşların yarattığı kıtlık ve salgın yıkımları da dahil olarak.
Bu % 1’lik oran ise, aşağı yukarı tüm etoburlarda kendi türünü yeme olarak mevcut.
Bu, doğal süreç.
Bir de, doğal olmayan, kognitif-informatik ve süperegosal boyuta bakalım:
Orta Çağ gibi yerlerde ve zamanlarda, halkın genel eğilimi bilginin imhası yönünde ilerlediği için, üniversite kampüsü gibi, bilginin içeride korunduğu ve avamın dışarıda tutulduğu yapılar da kurulmuş. Bu kampüslerdeki savaş nedeniyle ölüm oranı, insanlardakinin epeyi altında.
Asgardia da; bu kampüs, kütüphane, ansiklopedi yaklaşımının ürünü. İnsan türü zararlı olabileceği için dışarıda tutulacak, yani Dünya gezegeni onlara bırakılacak. Uzay devletine de insan alınmayacak ya da sınavla alınacak, astronot sınavı gibi.
Asgardia, 1945’teki 2 atom bombasının ve 1957’deki Sputnik’in yol açtığı evrim yolu çatallanmasının 70 yıl sonraki sonuçlarından biri. Koşut olarak, Mars’a yerleşme projeleri de var Asgardia biricik değil. Kaldı ki 3-5 tane uzay istasyonu projesi de yaşama geçirildi epeyidir.
Bu, devletsel olmayan bir proje. Nasıl ki NASA artık ABD’de uzay çalışmaları konusunda devredışı bırakılıyorsa, uzaycılık da devletlere bırakılamayacak denli değerliyse, onun için Ashurbeyli gibi kişiler, Asgardia gibi projeler gereksinildi ve üredi.
Bir de uzaycılık, yukarıdaki gibi cahillere bırakılamayacak kadar değerli bir konu olduğu için böyle.
Asgardia bir felaket yönetimi projesidir ve Banes gibiler, yardım edelim derken, uzay istasyonunu yok edeceği için oradan uzak tutulmalıdır.

(17 Ekim 2016)

Asgardia’nın Kısa Vadeli Gelecekbilimi

Projenin gerçekleşmemesi için neden yok.
Daha önceki uzay istasyonlarından epeyi uzağa, 1 milyon kilometre öteye kurulacağı için, kurulma maliyeti diğerlerinden daha yüksek olacaktır. Ancak, diğerlerindeki başarı ve başarısızlıklar, epeyi bir veri tabanı elde var demek.
Finans işine gelince:
Gönüllü ve çoklu katılım planı var. Wikipedia ve Transhumanism projelerinden gözlediğimiz 3 gerçek var:
Bir: İnsanlar 1 kerede 100 verebilirler ama 10 parçada ve uzun dönemde 10’ar vermeyi yürütemezler.
İki: 100’den büyük finansman parçaları gerekince, birey olsun, şirket olsun, müdahaleler devreye girecektir. Asgardia onlarca özel şirket uzay projesinden yalnızca biri. Onu kösteklemek veya diğerini kösteklemek için onu öne çıkaran destek gibi Bizans-insan oyunları yüzyıllarca daha sürecektir.
Üç: Kurucu babasının bir görevlisi olduğu BM gibi resim kurumlar, er veya geç böyle bir özel projenin ayağına dolanır. Sonuçta BM, 5 ülke için var ve Asgardia bunun antitezi. Ashurbeyli, ya Asgardia’yı bırakacak, ya da BM’yi yani. (BM, kafa naklini yasaklayarak, ölümsüzlüğü yasaklayan bir kurum şu an, 10 yıldır.)
UİS’nun kuruluşu sırasındaki başarısızlıkları, tarihsel sorunları (1990 global olayları ve 2003 mekik düşüşü), bunların projeyi geciktirme yönündeki etkilerini izledikçe, en az 25yıllık bir proje olacak Asgardia’nın aynı sorunları yaşayacağını düşünüyoruz. Çünkü 2017-2042 arası, en az 2 makro-global sorun demek: Muhtemelen gıda ve ekonomik. O sırada epeyi ülke haritadan silinecek, yenileri kurulacak, projeyi destekleyen insanların yaşamları yörüngesinden kayacak.
Dolayısıyla Asgardia, hem bir ilk olarak, hem de tarihin oldukça ekstrem bir dönemine denk geldiği için,en azından başarısızlık verileri bile çok önemli. SSCB çökerken, uzay projelerine ne olduğunu biliyoruz. Asgardia ile ise, Dünya-tarih çökerken uzay projelerine ne olduğunu öğreneceğiz.
Asgardia başarısızlığa mahkum yani.
Olsun:
Beckett hesabı, yine deneyeceğiz, yine yenileceğiz ama bu kez daha güzel, daha iyi, daha doğru yenileceğiz.

(17 Ekim 2016)

Boş Hayal: % 2’lik Yaratıcı dilim

Asgardia uzay devletinin kurucu babası, Ashurbeyli şöyle demiş.
“... 2 percent of the population are creative and productive and progressive...
“Nüfusun % 2’si yaratıcı, üretici ve ilericidir.”
Boş hayal bu.
42 yıldır ilk on binde birle muhatabım. Daha çok 1955-1965 doğumluları izledim. Sonradan bu oranın on binden birin de aşağıya indiğini izledim.
Düşüncü yok, Türkiye’de de yok, Dünya’da da yok. Hani, milyarda bir belki. Yaşayan 7 felsefeci belki. (Hepsinin 50 yaş üstü olması nedeniyle, göreli oran artar.)
Onlarca veya yüzlerce bilimci ve sanatçı aday adayı izledim. Yolların en bışanda, ortasında veya sonunda. Çoğuyla temas kurdum, ayın projede çalıştım.
Benim bakış açımdan sonuç 0 değil, eksi. Hepsi gibi yaptı. Kesinkes becerebilirlerdi ama yalnızca gibi yapmakla etindiler, çünkü ne bilime, ne de sanat ikna olmadılar ve yaşamlarını herhangi bir şey vakfgetme / adama / verme yetileri yoktu. Uğraşılarının tek nedeni, maddi veya manevi bir karşılıktı. Bulan doydu çekildi, bulmayan küstü çekildi. Sonuç: Türkiye bir kültür çölü.
Akademisyenleri moda yazarları yaratıcı saymıyoruz.
Solcuların 25-30’unda nasıl u döndüğünü de izledim.
Akademisyenlerin çalıntı eserlerle mevki kazandığını izledim, izliyorum, izleyeceğim.
Türkiye 3. veya 4. Dünya ülkesi diye böyle değil, her yer böyle. Neo-liberalizm, verdiği birçok zarar yanında, bu zararı da verdi.
Çernobil, Fukuşima, 2 mekik kazalarını izledim, kimi naklen, çenem düşük. 1. Dünya ülkeleri zirvesinin çöküşünü de izledim.
Yani, İskender ertesi, Eratosthenes ertesi, hatta İskendiriye Kütüphanesi’nin Sezar, Hasan Sabbah veya IŞİD tarafından yakılışını da, ertesini de izledim.
Daha ne göreyim tezimi kanıtlamak için?
Sonuç:
Boş hayal bu.
Ben milyonda 2’ye razıyım. Hatta 1’e.
Dipnotlar:
Ashurbeyli, bu sözü Asgardia’ınn kuruluş ilanı sırasında söylemiş. 140 milyon kişilik katkı bekliyor yani.
Uzaya gitmiş 700 astronotun / kozmonotun / taykonotun ancak 7’si uzaycı idi. O da belki.
Binde birlik 7 milyon transhümanistin (9 öncü alktültüre ait olanların toplamı) belki yalnızca 7 bini gerçekten Homo Posterus’çudur ama yaşamlarının yalnızca % 1’inde.
Haa, 1945-2015 arasındaki dönem için bu sonuç çok bile, ayrı konu. Bu, epsilon yani. Kurtarır yani. Süreksizlik dönemleri, bu popülasyonun oranından ve toplamından bağımsız işliyor, zaman serisi olarak. Dolayısıyla, ilk dönem içinki bu epsilon, sonraki dönemler için daha çoğunun mümkünlüğünü potansiyelce sağladı çoktan.
Gerisi laf: 1’den sonrası da istatistik ama lütfen doğru istatistik.

(17 ekim 2016)

İlk Uzay Devletinin Vatandaşıyım

Asgardia ilk resmi uzay devleti olma yolunda adım attı. Para, malzeme, insan, plan, zaman ve enerji var ortada. Çünkü, arkasında Rusya kökenli bir özel uzaycılık şirketi var.
Başvuru siteden yapılıyor. Yaptım. Oldu.
Gidişatta gelişmeler olmuş:
“Dünyanın 197. ülkesi yörüngede kuruluyor
...
Asgardia’nın yasalardaki yerini, United Nations Office for Outer Space Affairs’a (UNOOSA) soran Business Insider da, henüz net bir cevap alamamış; ancak Asgardia’nın uzayda yalnızca bir istasyon olmayı bırakıp, bir ülke olması için uzay yasalarını değiştirmesi gerekebilir.”
Bu, er veya geç olacak.1945 iki atom bombası ve 1957 Sputnik ilk yapay uydusu ile bu yol açıldı. Zaten Asgardia da, ilk adımını Sputnik’in 60. yılında atacakmış.
1990’a kadar Dünya siyasi gerilimi yüksekti. Nükleer bombalar her an patlayabilirdi. Sonra, 1990-2010 arasında gevşeme oldu. 2010 sonrasında ise, gerilim geri geldi. Çok basit ve ucuz yöntemlerle büyükkentleri nükleer kirlenme ile yaşanmaz duruma getirmek mümkün artık. Bir şey tasarlanabiliyorsa, muhakkak yapılır.
Ancak, bildiğimiz kadarıyla bugünkü insan fizyolojisi, uzayda doğumdan ölüme kadar yaşamaya uygun değil. Uzayda en uzun kalma süresi 600 gün civarında.
Dolayısıyla Asgardia vatandaşları, yaşamlarının limit tamamını yine Yeryüzü’nde sürdürecekler. Bugün Dünya’da % 4 göçmen ve % 1 çalışan deplasmanda var: Yani, Dünya’nın % 5’i (350 milyon küsur kişi), doğduğu topraklarda yaşamıyor. Onlar, paraları olduğunda nasıl ki ülkelerine gönderiyorlarsa, Asgardialılar da öyle yaparlar herhalde.
Çünkü bir uzay devletinin süreğenlik finansmanı bugünkü koşullarda epeyi yüksek, bunu anlamak için uzay istasyonu maliyetlerine bakmak yeterli.
Yine de bir Homo Posterus (insan sonrası tür) olarak, ölmeden önce Dünya’dan ve insan türünden simgesel bir ayrılma yapabildiğim için çok mutluyum.

(15 Ekim 2016)